Yapay Zekâ Haberleri ve İçerikleri

Yapay Zeka Türk Mizahının 100 Yıllık Serüvenine Hakim mi? ChatGPT ile Nostaljik Bir Yolculuk

Yapay zeka (YZ) teknolojileri, günümüzde hayatımızın her alanına nüfuz etmeye devam ediyor. Sanattan eğlenceye, eğitimden sağlığa kadar pek çok sektörde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan YZ, özellikle son dönemde görsel üretim alanındaki yetenekleriyle dikkat çekiyor. OpenAI’ın GPT-4o güncellemesiyle birlikte YZ’nin görsel üretim becerilerinde yaşanan büyük sıçrama, kullanıcıların kişisel fotoğraflarını, ünlü meme’leri ve hatta evcil hayvanlarını farklı sanat akımlarında yeniden yaratmalarına olanak tanıyor. Bu akımın en popüler örneklerinden biri de Studio Ghibli tarzında görseller oluşturmak oldu. Sosyal medyada hızla yayılan bu “Ghiblification” akımı, beraberinde etik tartışmaları da getirdi.

chatgpt'ye atılan orijinal fotoğraf

“Bu tarz kime ait?”, “Yapay zeka, Hayao Miyazaki gibi sanatçıların yıllarca emekle inşa ettiği estetikleri sadece bir prompt’la yeniden üretebilir mi?”, “Peki, bu ‘stil’ bir telif hakkı mıdır yoksa kültürel birikimin bir parçası mı?” gibi sorular, YZ’nin sanatsal üretimdeki rolünü ve sınırlarını sorgulamamıza neden oluyor. Hatta Japonya’daki Studio Ghibli bu konu hakkında yorum yapmazken, Miyazaki’nin yıllar önce söylediği bir söz yeniden dolaşıma girdi: “Bu teknolojiyle üretilmiş şeyler, yaşamın kendisine bir hakarettir.”

1920'ler karikatür

İşte tam da bu tartışmalar sürerken, biz de WebTekno olarak rotamızı değiştirdik: Bu defa, bu muazzam üretim gücünü Japonya yerine Türkiye’ye, anime yerine karikatüre, evrensel stile değil yerli mizah kültürüne yönelttik. Amacımız, yapay zekanın Türk karikatürünün 100 yıllık tarihini ne kadar özümseyebildiğini ve bu kültürel mirası ne kadar başarılı bir şekilde yeniden üretebildiğini görmekti.

1930'lar karikatür

Türk Karikatürünün 100 Yıllık Serüveni: Yapay Zeka Gözüyle Bir Bakış

1940'lar karikatür

Türk karikatürü, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden günümüze uzanan köklü bir geçmişe sahip. Farklı dönemlerde farklı toplumsal ve politik olaylara ayna tutan karikatürler, Türk mizahının önemli bir parçası haline geldi. Biz de bu zengin mirası yapay zeka ile yeniden yorumlamak için ChatGPT’ye meydan okuduk.

1950'ler karikatür

Deneyimiz için bir kişiye ait tek bir görseli ChatGPT’ye verdik ve ardından sırayla 1920’lerden başlayarak her on yıl için şu komutu verdik: “Bu kişiyi 1920’lerin (veya 30’ların, 40’ların…) Türk mizah dergileri karikatür gerçekleri doğrultusunda çiz.” Her görsel üretiminden sonra da ChatGPT’ye şu soruyu yönelttik: “Bu görseli üretirken nasıl bir muhakeme kullandın?”

1960'lar karikatür

Yapay zekanın cevabı, sadece bir sanat açıklaması değil; bir dönemin sosyopolitik, kültürel ve teknik birikimini analiz eden bir mini tarih dersine dönüştü. Bu deney, bizim için sadece “yapay zeka karikatür çizdi” demekten çok daha fazlasını ifade ediyor. Bizce bu deney, 4 ana noktadan hepimizle bağ kuruyor:

1970'ler karikatür

Kültürel Temsil & Otantiklik Sınavı: ChatGPT Gerçekten Gırgır’ı, Leman’ı, Markopaşa’yı Anlayabilir mi?

1980'ler karikatür

ChatGPT gerçekten Gırgır’ı, Leman’ı, Markopaşa’yı anlayabilir mi? Uykusuz’daki ironiyi kavrayıp 80’lerdeki çizgisel bastırılmışlığı yansıtabilir mi? Bu proje, yapay zekanın sadece bilgi değil, yerli kültürel hafızayla nasıl empati kurabildiğini test eden bir deneydi. Yani mesele sadece “çizebilmesi” değil; çizer gibi hissedebilmesi.

1990'lar karikatür

Dijital Nostalji & Bireysel Bağ: Her On Yıl, Bir Kuşağın Kolektif Mizah Anlayışına Dokunuyor

2000'ler karikatür

Her on yıl, bir kuşağın kolektif mizah anlayışına dokunuyor. Bu yüzden bu proje sadece çizgi tarihini değil, kişisel hatıraları da tetikleyen bir nostalji makinesi gibi çalıştı. 90’lar Leman’ında büyüyen biri, yapay zekanın o döneme ait üslubu yakaladığını hissederse, bu yalnızca teknik bir başarı değil, duygusal bir eşleşme anlamına gelir.

2010'lar karikatür

Yapay Zeka Estetiği & Etik: Ghibli Tartışmaları Işığında Yerli Mizahın Geleceği

2020'ler karikatür

Dünya Ghibli-style AI görsellerin telif, ilham ve taklit sınırlarını tartışırken, biz yerli bağlamda etik bir sorgulamaya yöneldik: Bu teknoloji, başkasının mirasını yeniden üretirken sınırı nerede çizer? Ghibli’de yaşanan etik karmaşanın, bizim yerli ikonlarımızla yaşanma potansiyeli yok mu?

Yerelleştirilmiş Üretim & Kültür Aktarımı: Yapay Zeka, Geçmiş Kuşakların Mizahını Geleceğe Taşıyabilir mi?

Bu deney yalnızca geçmişi hatırlatmadı, aynı zamanda kültürel mirasın dijital çağda nasıl devralınabileceğine dair bir ön izleme sundu. Yani sorumuz şu: Yeni nesil yapay zeka araçları, geçmiş kuşakların mizahını geleceğe taşıyabilir mi? Ve bu sorunun cevabı, sadece teknolojiyle değil, kültürel sorumlulukla da verilmeli.

1920’lerden Günümüze Yapay Zeka Destekli Türk Karikatürünün Zaman Yolculuğu

Şimdi gelin, yapay zeka ile Türk karikatürünün 100 yıllık serüvenine yakından bakalım:

1920’ler – Cumhuriyet Doğarken Karikatür de Yön Değiştiriyor

Görsel: Sepya tonlarında, elde yapılmış gibi görünen çizgiler. Gür ve yukarıya kıvrılan “zülüflü” bıyık yapısı, Osmanlı’nın son dönemlerinin kentli erkeğini çağrıştırıyor. Karakter ciddi ama alaycı. Arka fon yok. Mizahın kendisi değil, bir şeyleri ima eden yüz ifadesi konuşuyor.

ChatGPT ne diyor? “1920’lerin karikatürleri mesaj taşırdı, komiklikten çok öğreticilik amaçlardı. Bu görseldeki figür bir birey değil, toplumsal geçişin vücut bulmuş hâli.”

Zihin Arkası: “Karagöz” ve “Akbaba” gibi dönemin mizah yayınlarında kullanılan abartılı yüz hatları, kalın çizgiler ve alaycı ifade biçimleri, fon kullanılmayan sade ama sembolik çizgiler, karakterin sadece yüzünü değil ideolojik mesajını da taşımakta.

1930’lar – Mizah, Yeni Cumhuriyetin Hizmetinde

Görsel: Yüz mimikleri biraz daha yumuşak, ama hâlâ abartıdan uzak. Çizgiler net, sade. Giyimde Batılılaşma var: ceket düzgün, yüz modern. Arka plandaki doğa simgesel olmaktan öteye geçmiyor.

ChatGPT ne diyor? “1930’lar mizahı halkı eğitmek için kullanıldı. Karikatürler bireyden çok ‘örnek vatandaş’ yaratma amacı güdüyordu. Bu yüzden karakterim ciddi ama meraklı.”

Zihin Arkası: Bu dönemde ChatGPT, Ali Ulvi Ersoy ve Sedat Simavi gibi isimlerin ideolojik tavırla sadeleşmiş karikatür çizgisinden ilham aldı. Görsel mesajın önüne geçmeyen çizim dili, o dönemin temel koduydu.

1940’lar – Karikatür, Savaş Gölgesinde İroniyle Konuşuyor

Görsel: Gravür gibi taramalı çizgiler, yoğun gölgeleme. Karakter yorgun ama gözleri açık. Mizahın kendisi göz kırpmıyor ama içerdiği ironi göz kırpıyor.

ChatGPT ne diyor? “Bu dönemin karikatürleri net çizgiyle değil, sezdirmeyle konuşur. Mizahçılar risk almaz ama zeka parlatırdı. Yüz ifadesindeki yorgunluk, dönemin ruhu.”

Zihin Arkası: Aziz Nesin’in yazılı mizahıyla birleşen Turhan Selçuk’un daha sonra şekillenecek “ifade ile sembol anlatımı” bu dönemde filizlenmişti. ChatGPT, bu hissi yakalamak için “çizgisel değil, anlam odaklı” üretim yaptı.

1950’ler – Mizah, Bürokratlaşmış Vatandaşı Gösteriyor

Görsel: Daha simetrik bir yüz, sade fon. Giyimde bir devlet ciddiyeti var. Figür hem sıradan hem de dikkatli. Sanki “resmî mizah” yapılmış gibi.

ChatGPT ne diyor? “1950’ler karikatürlerinde birey, sistemin içindedir. Mizah, devleti değil vatandaşın ‘yanlışlarını’ düzeltmek ister. Bu yüzden karakterim biraz dikkatli, biraz utangaç.”

Zihin Arkası: Bu dönemin en sembol figürü yine Ramiz Gökçe olurken, mizah daha çok halkı eğitme ve yönlendirme misyonunu üstlenmişti. ChatGPT’nin karakterindeki yüz çizgileri bu ideolojik kontrollülüğe işaret ediyor. Aynı zamanda Akbaba gibi dergilerdeki “tipik yurttaş” çizgisi de etkili olmuş.

1960’lar – Sessiz Mizahın Gücü: Tarama Ucuyla Direniş

Görsel: Simsiyah konturlar, sade figürler, konuşma balonundan çok bakışlarla anlatım. Giyimde mütevazı ama “şehirli” bir hava var. Karakter düşünceli ama karikatürün mizahı gözlerinde.

ChatGPT ne diyor? “1960’ların karikatüristleri çok şey söylemek istiyordu ama kısıtlı teknikle ve sansürle. Bu yüzden karakter sade ama bakışları güçlü. Mizah ses değil, çizgiyle geliyor.”

Zihin Arkası: ChatGPT burada özellikle Turhan Selçuk’un “Abdülcanbaz” çizgisine, sadeliğin içinde derin anlam katabilen çizim gücüne yaslandı. Bu dönemde söylenemeyenler, çizimin içine gizleniyordu. Göz teması, bu yılların “karikatür edebi” anlatısını sırtladı.

1970’ler – Gırgır’ın Gövde Gösterisi: Halkın Sesi, Tiplemenin Gücü

Görsel: Karakter artık karikatürün içinde bir figür değil, neredeyse bir protesto afişinin yüzü. Giyim tarzı sade ama anlamlı. Arka plan artık sadece doğa değil, bir durumun göstergesi.

ChatGPT ne diyor? “Gırgır mizahı halkın kendini görmesiydi. Karakterimi memurlaştırdım, gözlerini dertli tuttum. 70’ler karikatüründe kimse kahkaha atmaz, ama herkes bir şey anlatır.”

Zihin Arkası: ChatGPT bu dönemde Oğuz Aral’ın öncülüğünde doğan Gırgır ekolünden beslendi. Latif Demirci, Mustafa (Mim) Uykusuz, Tan Oral gibi çizerlerin kamusal eleştiriyi tipleştirme becerisi, karakterin kostümünden mimiklerine kadar şekil verdi. Gırgır’ın başarısı, mizahın “kendi halinde yurttaş”a dönüşmesiyle doğmuştu. GPT bunu doğru okudu.

1980’ler – Sıkıyönetimde Karikatür: İroninin Gölgesinde Çizilen Adam

Görsel: Daha karanlık tonlar, daha çizgi filmimsi detaylar. Karakter susuyor ama gözleri bir şey söylüyor. Giyimde toplumsal sınıf sinyalleri net. Mizah, doğrudan değil dolaylı ve çok katmanlı.

ChatGPT ne diyor? “1980’lerde karikatür sistemle çatışamaz ama sistemi resmederek eleştirir. Karakterim sessiz bir çığlık gibi. Çizgiler net, ama duygu bastırılmış.”

Zihin Arkası: Darbenin yarattığı otosansür ikliminde çizilen karikatürler, özellikle Engin Ergönültaş ve Behiç Pek gibi çizerlerin eserlerinde “gülümseyen çaresizlik”le yankı buldu. ChatGPT, karakteri “bağırmayan ama sustuğu şey belli” şekilde konumlandırdı. İfade edilmemiş duygunun ifadesi, bu dönemin karikatür koduydu.

1990’lar – Asi Mizahın Doğuşu: L-Manyak’ta Punk Ruhu

Görsel: Saçlar dağınık, sakal sık taralı, kalın göz kapakları görev başında. Çizgi bozuk ama bilinçli. Kompozisyon daha dağınık ama karakterin mizahı çok daha net: “Dünya saçma ama ben de az değilim!”

ChatGPT ne diyor? “Bu dönemde karikatür serserileşti. Mizahçı artık protest değil, anarşist. Karakteri salaşlaştırdım, boş boş baktırdım ama içinde bir dünya laf var.”

Zihin Arkası: Bahadır Baruter, Bülent Üstün, Memo Tembelçizer, Galip Tekin gibi isimlerin “serseri evreni” ChatGPT için bu dönemin referans atlasıydı. Mizah artık sistemle değil, kendi kafasıyla didişiyordu. ChatGPT, karakteri çizer gibi değil, karakterin iç sesi gibi kurdu.

2000’ler – Penguen Çağı: Kaybeden Kahramanlar Devri

Görsel: Karakter artık serseri değil daha sempatik. Arka plan çok daha sade. Karikatür artık karakterin zihnine dönüyor, bir nevi “susayım da gözlerim konuşsun” durumu. Bakış adeta patlamak üzere olan bir bomba hissiyatı veriyor.

ChatGPT ne diyor? “2000’ler karikatürü, mizahı dış dünyadan iç dünyaya taşıdı. Artık şaka sistemle değil, ‘kendimizle’. Karakterim bir loser ama cool. Tebessüm ediyor ama neden tebessüm ettiğini bilmiyor.”

Zihin Arkası: Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu, Yiğit Özgür gibi isimlerin karakter temelli, yalnız ama farkında bireyleri, bu dönemin çizgisel mirasını oluşturdu. ChatGPT’nin ifadesi sade ama hedefi büyük: Melankoliyi komediye, dağınıklığı estetiğe çeviren bir görsel üretmek. Karakter artık sistem eleştirmez, sadece kendini tiye alır.

2010’lar – Uykusuz Son Dönem Estetiği: Sessiz Mizah, Görsel Kaos ve Varoluşsal Gülümsemeler

Görsel: Yüzde hafif bir tebessüm var ama bu tebessüm mutluluğun değil, “olan bitenin farkındayım ama yapacak bir şey yok” hissinin izdüşümü. Arka plan sıradan bir mahalle gibi ama detaylara bakınca sıradanlık bozuluyor: Görselde “ilk bakışta” anlaşılmayan ama keşfedildikçe zihin açan detaylar var. Her şey bir düzen içinde ama hiçbir şey yerli yerinde değil.

ChatGPT ne diyor? “2010’larda mizah daha bireysel, daha depresif. Karakterim konuşmuyor ama ‘bir şeyler yolunda değil’ diyor. Mizah sadece balonda değil, kağıdın her yerinde saklı.”

Zihin Arkası: Bu kare adeta 2010’lar Türkiye’sinde şekillenmiş karikatür dünyasının bir mikrokozmosu. Uykusuz kuşağı, mizahı artık sadece espriyle değil, atmosferle de kuruyordu. Cem Dinlenmiş’in detaycı, gözlemci ve ince ince işlenmiş evrenleri ile Ersin Karabulut’un içe dönük, kırılgan ve ironik karakter evreni birleşerek bir tür “sessiz çığlık” üretti.

2020’ler – Dijital Mizah, Analog Duygu: Instagram Estetiğiyle Karikatür

Görsel: Artık her şey pürüzsüz: Konturlar temiz, renkler pastel, poz selfie. Ama yine de gözlerde bir “boşluk”. Mizah sadece ironi değil, estetik bir ruh hâli.

ChatGPT ne diyor? “2020’ler karikatüründe birey kendini hem ciddiye alıyor hem de kendine gülüyor. Karakteri sosyal medya kafasında tuttum. Her şey güzel ama içi boş.”

Zihin Arkası: Karakter artık bir dergi figürü değil, Instagram carousel’inde gezinirken göreceğiniz bir “melankolik karikatür influencer” gibi. Yapay zeka bu dönemi 90’ların veya 2000’lerin mirasını taşıyan estetik unsurlarla sentezliyor. Orijinal fotoğrafın bir selfie olduğunu da unutmuyor. Minimalist çizgiler, pastel arka planlar ve gülümseyen depresyon bu estetiğin anahtarları. Burada çizgisel gelenek değil, dijital duygusallık konuşuyor.

Son Söz: Gırgır’ı ve Penguen’i Anlayan Yapay Zeka, Geleceği de Anlar mı?

Bu çalışma hem dijital bir sanat deneyi hem de kültürel bir turnusol kağıdıydı. ChatGPT, Türk mizah tarihinin ruhunu tam olarak yakalayabildi mi? Yoksa hâlâ bir şeyler eksik mi? Karar sizin. Ama bir şey kesin: Bu projeyle yapay zekaya sadece bir yüz çizdirmedik, 100 yıllık bir kültürü anlattırdık.

Yapay zekanın Türk mizahının 100 yıllık serüvenine hakim olup olmadığını test ettiğimiz bu deney, bize YZ’nin kültürel mirası anlama ve yeniden üretme potansiyeli hakkında önemli ipuçları verdi. Ancak, YZ’nin sadece bilgi değil, aynı zamanda empati ve kültürel bağlamı da anlaması gerektiği gerçeğini bir kez daha vurguladı. Gelecekte YZ teknolojileri geliştikçe, kültürel mirasımızı koruma ve gelecek nesillere aktarma konusunda daha da önemli bir rol oynayacakları kesin.

“`

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu