Türkiye’nin Unutulmuş Bilim Kadınları: Tarihe İmza Atan 10 Öncü

Türkiye’nin Unutulmuş Bilim Kadınları: Tarihe İmza Atan 10 Öncü
Yüzyıllardır kadınlar, eşit fırsatlar için mücadele verdiler ve vermeye devam ediyorlar. Bu mücadelenin karşılığını alan, tüm insanlığa ışık tutarak herkese örnek olan pek çok kadın var. Bu yazıda, bilimde başarılarıyla tarihe adını altın harflerle yazdıran 10 Türk kadın bilim insanının hikayelerini ele alacağız. Bu isimlerin kaçını tanıyorsunuz? Hazırsanız, Türkiye’nin ve tüm dünyanın bilim tarihine yön veren bu olağanüstü kadınları daha yakından tanımaya başlayalım!
1. Ayten Aydın: İnşaat Mühendisliğinden Antropolojiye Uzun Bir Yolculuk
1930 yılında Konya’da dünyaya gelen Ayten Aydın, hayatının ilerleyen yıllarında adını dünyaya duyuran değerlerimizden biridir. İzmir’de çocukluğunu geçiren Aydın, üniversite eğitimi için İstanbul’a gitti. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) yüksek inşaat mühendisi olarak mezun olan Aydın’ın uzmanlık alanı akarsuların düzenlenmesiydi. Emekliliğinden sonra da okuma azmini kaybetmeyen Aydın, antropoloji üzerine bir üniversite eğitimi daha aldı. Sonrasında biyolojik ve kültürel antropoloji, sosyoloji, tarih, sanat tarihi, felsefe, müzik, tıp kültürü ve beşeri bilimler gibi alanlarda çalışmalar yaptı ve “Türkiye Halkının Kültürel Evrimi” adında bir kitap yazdı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nde 25 yıl görev yaptı ve Türkiye kültürü ve evrimi üzerine çalışmalar gerçekleştirdi.
2. Jale İnan: Türkiye’nin İlk Kadın Arkeoloğu
Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu olan Aziz Ogan’ın kızı Jale İnan, devlet bursu kazanarak Berlin ve Münih üniversitelerinde eğitim aldı. İstanbul Üniversitesi’ne dönüp çalışmalarını genişleten İnan, ülkemizdeki pek çok arkeolojik kazı alanının ve müzenin hayata geçirilmesinde önemli bir rol oynadı. Yayımladığı kitaplarla Antik Roma ve Bizans üzerine ender görülen eserler ortaya koydu ve Antalya’daki Side kazı alanını uzun yıllar boyunca yönetti. Ayrıca Antik Roma ve Bizans dönemlerine ışık tutan eserler yazdı.
3. Remziye Hisar: Marie Curie’nin Asistanlığını Reddeden Bilim Kadını
Remziye Hisar, genç Cumhuriyet’in kimya konusunda öncü bilim insanları arasındadır. Meşrutiyet’in ilanından sonra bir yarbay olan babası ve annesiyle birlikte İstanbul’a taşınan Hisar, eğitimine başladiği mekteb-i iptidaiyi (taş mektep) 3 yıllık eğitim süresine rağmen 1 yılda tamamladı. Bu başarısını henüz 9 yaşındayken gerçekleştirdi. Kız Öğretmen Okulu’na devam eden Hisar, ardından Darülfünun’a geçti ve burada kimya bölümüne kaydolarak eğitimine devam etti. Bir röportajında “Buluşlarda hep yabancı isimler görmek beni kahrediyordu. Fen alanında bir tek Türk ismi görememenin eziliğini, bu dalda başarılı olursam giderebilirim diye düşünüyordum.” demişti. Remziye Hisar, Anadolu’da ve Bakü’de öğretmenlik yaptı, ardından Nobel ödülünü alan ilk kadın Madam Curie’nin öğrencisi oldu. Curie’nin asistanlık teklifini reddedip Türkiye’ye dönen Hisar, İTÜ ve İÜ’de çalışmalar yaptı. 1959 yılında profesör olup İTÜ Maden Mühendisliği Fakültesi Kimya Kürsüsü’ndeki çalışmalarına devam etti. Pek çok uluslararası ödül aldı ve 1979 yılında emekli oldu.
4. Ece Kamar: Beyin-Makine Arayüzleri Uzmanı
Son dönemin en başarılı Türk bilim insanlarından olan Ece Kamar, 1983 yılında İzmir’de dünyaya geldi. İzmir Fen Lisesi’nden mezun olup, Sabancı Üniversitesi’nden bilgisayar mühendisi olarak mezun oldu. Doktora eğitimi için Harvard Üniversitesi’ne giden Kamar, burada Robert L. Wallace ve Microsoft Lisansüstü Araştırma Bursu’nu kazandı. Harvard’da beyin-makine arayüzleri algoritmaları üzerine odaklanan Kamar, daha sonra Microsoft Araştırmaları bünyesinde araştırmacı olarak görev yaptı. Şirketin gelecekteki insan-makine birlikteliğine yönelik politikalarını belirleyen bilim ekibinde yer alıyor. Microsoft ürünlerinin bazılarında Kamar’ın araştırmaları sonucunda alınmış patentler kullanılıyor.
5. Hatice Nüzhet Gökdoğan: Türkiye’nin İlk Kadın Akademisyeni ve Dekanı
Atatürk’ün silah arkadaşlarından Tümgeneral Mehmet Zihni Toydemir’in kızı olarak 1910 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Hatice Nüzhet Gökdoğan, 1928 yılında yatılı kız lisesinden mezun olup devlet bursu kazanarak Fransa’da matematik ve fizik üzerine eğitim almaya gitti. 1932’de Lyon’da matematik, 1933 yılında Paris’te fizik eğitimi alan Gökdoğan, ülkesine döndü. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ndeki ilk doçent olarak atanan Nüzhet Gökdoğan, 1936’da İTÜ’nün ilk kadın akademisyeni oldu. Gökdoğan’ın İstanbul Üniversitesi’nde tamamladığı tez, üniversitede yapılan ilk tez olduğu için 1 numara ile kaydedilmiştir. 1948 yılında profesör olana dek astronomi alanındaki çalışmalarına Türkiye’de devam etti. Türk Kadınlar Derneği ve Türk Matematik Derneği’ni kurdu. 1951’de ABD’nin Michigan kentine gitti, uluslararası gözlem evlerinde görev yaptı. Ardından Türkiye’nin ilk kadın dekanı olarak İÜ Fen Fakültesi’ne atandı. Gökdoğan 2003 yılında aramızdan ayrıldı.
6. Dilhan Eryurt: Güneş’in Evrimine Işık Tutan Bilim Kadını
1926’da İzmir’de dünyaya gelen Dilhan Eryurt, lise yıllarında matematiğe olan ilgisiyle İÜ Yüksek Matematik ve Astronomi bölümüne gitti. Araştırmalarıyla Güneş’in ve diğer yıldızların tespitine yönelik önemli katkılarda bulundu. ABD Michigan’da yüksek lisans eğitimi alıp, doktorasını Türkiye’de tamamladı. 1959 yılında burs kazanarak Kanada’ya, ardından ABD’ye gitti ve astronomi alanındaki çalışmalarını devam ettirdi. NASA’nın Goddard Araştırma Merkezi’nde görev yapmaya başlayan Eryurt, Güneş’in gittikçe parlaklık ve ısı kaybettiğini kanıtlayan bilim insanıdır. Bu tespitiyle Ay’a düzenlenen insanlı seferlerin gidişatında önemli bir katkı sağladığı için Apollo Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Ardından yıldızların oluşumu üzerine çalışmalar yapmaya devam etti. NASA’dan 1973 yılında ayrıldıktan sonra tüm bilgi ve tecrübesiyle ODTÜ’de görev yapmaya başladı. 1993 yılında emekli oldu. Dilhan Eryurt, 2012 yılında Ankara’da yaşamın yitirdi.
7. Şenel Fatma Boydağ: Plazma Fiziği Uzmanı
1947’de dünyaya gelen Boydağ, İTÜ Fizik Bölümü’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra, aynı kurumda yüksek lisans yaptı. Yaptığı çalışmalar onun adını ülke dışına zaten çıkarmıştı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde plazma fiziği üzerine çalışmalar yürüttü. 30 Kasım 2007’de AtlasJet 4203 sefer sayılı uçak kazasında hayatını kaybetti. Aynı kazada aralarında çeşitli Türk bilim insanlarının da bulunduğu 57 kişi yaşamını yitirdi.
8. Yasemin Alanay: Çocukluk Dönemi Genetik Hastalıkları Uzmanı
Günümüz Türk tıp dünyasının en başarılı simalarından olan Yasemin Alanay, çocukluk döneminde yaşanan genetik hastalıklar üzerine çalışmalar yürütüyor. 1996 yılında Hacettepe İngilizce Tıp Bölümü’nden mezun olan Alanay, ABD’de de çalışmalar yaptıktan sonra yurda döndü. Çocukluk döneminde kemik ve yüz gelişiminden sorumlu olan iki yeni gen türünü bilim literatürüne kazandırmayı başardı.
9. Aslı Erdoğan: Fizikten Edebiyata Sıçrayan Yazar
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) görev yapan ilk Türk bilim insanlarından Aslı Erdoğan, fizik alanındaki başarılı kariyerini doktora aşamasındayken yarıda bıraktı ve edebiyata profesyonel bir şekilde giriş yaptı. Öykü, roman, şiirsel yazı, deneme gibi alanlarda ülkemiz edebiyatına önemli eserler kazandırdı; çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Özellikle Avrupa’da edebi kimliğiyle ön plana çıkan Erdoğan’ın eserleri çok sayıda dile çevrildi, çeşitli ödüller aldı.
10. Halide Edip Adıvar: Milli Mücadele’nin Öncüsü ve Ünlü Yazar
1884 yılında dünyaya gelen Adıvar, ülkemiz edebiyatının en güçlü eserlerini veren ilk yazarlar arasındadır. Babasının baskısıyla Osmanlı’nın son yıllarında Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde eğitim görmeye başladı. Genç Halide, İngiliz ve Amerikan kültürünü daha küçük yaşlarda tanımış olmanın avantajıyla Kurtuluş mücadelesinde büyük bir rol üstlenecekti. 1908 yılında kadın haklarına ilişkin yazılar yazıp yayımlamaya başladı. Gazetelerde yazmaya devam ederken öğretmenlik ve müfettişlik görevlerini yürüttü. Balkan Savaşı’nda hastanelerde görev yaptı. Adıvar’ın adı Türkiye, 1919 yılında İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda yaptığı protesto mitingiyle tanındı. İzmir’in işgaline yönelik halkın harekete geçmesini sağlayan bu konuşmasıyla tarihin seyrini değiştiren simalar arasına adını yazdırdı. Anadolu’daki Türk askerine silah desteği sağlayan örgütte yöneticilik yaptı, Milli Mücadele döneminin öncülerinden yer aldı. Oxford, Yale, Illinois, Michigan, Cambridge ve Sarbone gibi üniversitelerde konferanslar düzenledi. Ardından Hindistan’daki diğer öncü üniversitelerle bir dizi konferans düzenledi. 1939 yılında Türkiye’ye dönüp İstanbul Üniversitesi’nde görev yapmaya başladı. Bir dönem milletvekilliği yapsa da sonradan araştırmacı olarak çalışmaya devam etti. 1964 yılında aramızdan ayrılan Adıvar, ülkemizin en çok satan edebi romanlarının yazarlarındandır.
Bilim İnsanı | Alan | Başarıları |
---|---|---|
Ayten Aydın | İnşaat Mühendisliği, Antropoloji | Akarsu düzenlemeleri, Türkiye halkının kültürel evrimi üzerine çalışmalar |
Jale İnan | Arkeoloji | Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu, Side kazıları |
Remziye Hisar | Kimya | Marie Curie’nin öğrencisi, İTÜ ve İÜ’de çalışmalar, çok sayıda uluslararası ödül |
Ece Kamar | Bilgisayar Mühendisliği | Beyin-makine arayüzleri algoritmaları üzerine çalışmalar, Microsoft’ta görev |
Hatice Nüzhet Gökdoğan | Astronomi, Matematik, Fizik | İTÜ’nün ilk kadın akademisyeni, İÜ’nün ilk kadın dekanı |
Dilhan Eryurt | Astronomi | Güneş’in evrimi üzerine çalışmalar, Apollo Başarı Ödülü |
Şenel Fatma Boydağ | Fizik | Plazma fiziği üzerine çalışmalar |
Yasemin Alanay | Genetik | Çocukluk dönemi genetik hastalıkları üzerine çalışmalar, yeni gen türlerinin keşfi |
Aslı Erdoğan | Fizik, Edebiyat | CERN’de çalışma, başarılı edebiyat kariyeri |
Halide Edip Adıvar | Edebiyat | Milli Mücadele’de önemli rol, başarılı yazarlık kariyeri |
Bu 10 kadın bilim insanı, sadece kendi alanlarında değil, aynı zamanda kadınların bilim ve toplumsal hayattaki yerleri için de mücadele ettiler. Onların başarıları, gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Bu yazının amacı, bu değerli kadınların çalışmalarını ve hayatlarını daha geniş kitlelere tanıtmak ve unutulmamalarını sağlamaktır. Unutmayalım ki, bilimin ilerlemesi, tüm bireylerin eşit fırsatlara sahip olmasıyla mümkündür.